KANSER
Kanser, günümüzün en önemli sağlık sorunlarından biridir. Sık görülmesi ve öldürücülüğünün yüksek olması nedeniyle de bir halk sağlığı sorunudur. Tanı olanaklarının gelişmesi ve sağlık kuruluşlarından yararlanma olanaklarının artması ile her yıl daha çok kanser vakası teşhis edilmektedir. Ayrıca enfeksiyon hastalıklarının kontrol altına alınması; diğer hastalıklara karşı etkin tedavi yöntemlerinin kullanıma girmesi ve yaşam standardının yükselmesi ile ortalama yaşam süresinin uzaması, dolayısı ile yaşlı nüfusun artması; toplumun bilgi seviyesinin yükselmesi ve kanser tedavisindeki gelişmeler sebebi ile daha çok hastanın hekime başvurması ve gelişen teknoloji ile çevresel karsinojenlere maruziyetin artışı kanser sıklığını arttıran etkenlerdir.
Ülkemizde 1970’li yıllarda sebebi bilinen ölümler arasında 4. sırada yer alan kanser, son yıllarda kardiyovasküler sistem hastalıklarından sonra 2. sıraya yükselmiştir. Kanserin ölüm nedenleri arasındaki yeri bilinmesine rağmen hastalığın görülme sıklığı konusunda güvenilir bilgi mevcut değildir. Kanser, Sağlık Bakanlığı’na “bildirimi zorunlu” bir hastalık olmasına rağmen ülkemizde gerçek kanser insidansı bilinmemektedir. Gelişmekte olan ülkelerde kanser istatistikleri kısıtlı kaynakların ekonomik kullanımı ve kanser kontrol stratejilerinin planlanması açısından önemlidir. Ayrıca kanser istatistikleri, belirli kanser türlerinin dağılımı, hastalığa yakalanan bireylerin sosyodemografik özellikleri (yaş, cinsiyet, etnik grup, din, meslek gibi), bölgeler arası farklılıklar ve zamanla değişimleri ortaya koyarak kansere yol açan risk faktörlerinin belirlenmesinde ve ileride kanser gelişiminin engellenmesinde kullanılır.
Kanser Kontrol Programının ülkemizde uygulanabilmesi için öncelikle kanserin yaygınlığı, ne kadar kanserli hasta olduğu ve en çok görülen kanser türleri bilinmelidir. Bu nedenle bu çalışmada Devlet İstatistik Enstitüsü (DİE) tarafından yayınlanan 1996-1998 yıllarında il ve ilçe merkezlerindeki ölüm istatistikleri analiz edilerek Türkiye’deki kanser insidansının tahmin edilmesi ve daha önce yayınlanmış 1965-1995 yıllarını kapsayan çalışmalar ile 2 karşılaştırılması ve ülkemizde kanserin seyir trendinin analiz edilmesi amaçlanmıştır. Böylece nüfus tabanlı kanser kayıt sistemleri kurulana kadar, mevcut kanser morbidite ve mortalite verileri ve son 35 yıl içindeki seyri, gelecekteki kanser araştırma projeleri ve kanser ile savaş stratejilerinin planlanmasına ışık tutacaktır.
Kanser epidemiyolojisi, tüm kanserlerin insidansının insandan insana, toplumdan topluma ve zaman içinde değiştiğini ve bu değişikliğin çevresel, bireysel genetik faktörler ve sosyal alışkanlıklar ile ilişkili olduğunu ortaya koymuştur. Epidemiyolojik gözlemler, kansere yol açan yeni risk faktörlerinin tespit edilmesinde ve şüphelenilen etkenler ortadan kaldırıldıktan sonra kanser insidansında azalma gözlenir ise kanserin sebebine yönelik hipotezlerin geçerliliğinin test edilmesinde kullanılır.
Diğer hastalıklara karşı etkin tedavi yöntemlerinin kullanıma girmesi ve yaşam standardının yükselmesine bağlı olarak ortalama yaşam süresinin uzaması ve gelişen teknoloji ile çevresel karsinojenlere maruziyetin artışı ile giderek daha sık görülen bir sağlık sorunu olan ve pahalı tedavisi ile kısıtlı kaynakların kullanımında ekonomik bir yük de getiren kansere karşı kontrol stratejileri geliştirilebilmesi için öncelikle hastalık boyutunu ortaya koyacak tanımlayıcı istatistiklere ihtiyaç vardır.
Dünyada Kanser İstatistikleri
Dünyada kanser hastaları ile ilgili sayım yapma ve veri toplama isteği 1728 yılında Londra’da genel nüfüs sayım idaresince yapılan bir çalışma ile başlamış ve bu tarihten itibaren çeşitli ülkelerde çeşitli çalışmalar ile devam etmiştir.
Danimarka’da 1943, Macaristan’da 1952, Finlandiya ve Almanya’da 1953 yıllarında toplum tabanlı kanser kayıt sistemleri veri toplamaya başlamışlardır.
Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan standardizasyon çalışmaları ve 1948 yılında yayınlanan ICD (International Classification of Diseases)’nin 6. Baskısı sonrasında kodlama sisteminin çeşitli ülkelerde benimsenmesi ile 1992 yılı itibariyle 52 ülkede 266 adet toplum tabanlı kanser kayıt sistemi oluşmuştur. Bu ülkelerdeki çalışmalar düzenli olarak “5 Kıtada Kanser İnsidansı” (Cancer Incidence in Five Continents) isimli Dünya Sağlık Örgütü yayınında özetlenmektedir. En son olarak 50 ülkeden 150 toplum tabanlı kanser kayıt sisteminin verileri 1997’de yayınlanmıştır.
Parkin ve arkadaşları, 1990 yılında dünyada 8.1 milyon yeni kanser hastası (non-melanoma deri kanserleri hariç) olduğunu tahmin etmiştir. En sık görülen kanser olan akciğer kanseri bütün dünyadaki erkeklerde görülen kanserlerin %18’ini, gelişmiş ülkelerdeki erkeklerde görülen kanserlerin ise %21’ini oluştururken, ikinci sırada tüm yeni vakaların yaklaşık %10’u olan mide kanseri, üçüncü sırada da kadınlarda %21 ile en sık görülen kanser olan meme kanseri gelmiştir. Bunları gelişmiş ülkelerde kolorektal kanser ve prostat kanseri, gelişmekte olan ülkelerde ise serviks ve ösefagus kanseri takip eder.
Pisani ve arkadaşları, 1990 yılında tüm dünyada 5.2 milyon kanserden ölümün %55’inin (2.8 milyon) gelişmekte olan ülkelerde meydana geldiğini hesaplamaktadırlar. Mortalitede 1.33 olan Erkek/Kadın oranı, Erkek/Kadın oranı 1.13 olan insidanstan daha yüksektir ve kadınların lehine prognoz ortaya koymaktadır. Akciğer kanseri yıllık 900,000 ölüm vakası ile en çok öldüren sebep olurken onu ikinci sırada yıllık 600,000 ölüm ile mide kanseri ve herbiri en az 400,000 ölümden sorumlu olan kolorektal ve karaciğer 5 kanseri izlemektedir. Erkeklerde karaciğer kanseri 3. sıradaki ölüm nedeni olarak yer alırken; kadınlarda 300,000’in üzerinde ölüm meme kanserine atfedilmekte ve onu 230’ar bin yıllık ölüm ile mide ve akciğer kanserleri takip etmektedir. Erkeklerde kanserden ölme riski yüzbinde 205 yaşa göre standardize edilmiş hız ile doğu Avrupa’da en yüksektir. Diğer gelişmiş bölgelerdeki mortalite hızı yaklaşık yüzbinde 180’dir. Kadınlar için en riskli bölge yüzbinde 125.4 yaşa göre standardize ölüm hızı ile kuzey Avrupa’dır.
Bray ve arkadaşları, Dünya Sağlık Örgütü mortalite verilerini ve ulusal kanser kayıtlarından elde edilen insidans hesaplarını kullanarak 38 Avrupa ülkesi için 1995 yılı tahminlerini yayınlamıştır. 2.6 milyon olarak tahmin edilen yeni kanser vakası sayısı, dünya kanser yükünün dörtte birinin üzerindedir. Kanserden ölüm sayısı ise yaklaşık 1.6 milyondur. Erkeklerde en yüksek insidans hızı, yüzbinde 420.9 ile Avusturya dışında batı Avrupa ülkelerinde, en düşük hız ise kuzey Avrupa ülkelerinde, yüzbinde 356.6 ile İsveç’te, 377.8 ile İngiltere’de görülmektedir. Erkeklerdeki duruma zıt olarak kadınlarda en yüksek insidans hızı kuzey Avrupa ülkelerinde (315.9), özellikle Danimarka’da (396.2) görülmektedir. Mortalite hızları ise doğu Avrupa ülkeleri, özellikle Macaristan’da en yüksektir. Akciğer kanseri Avrupa’da 1995 yılında en sık görülen kanser türüdür (377,000 vaka). Erkeklerde en sık görülen kanser türleri akciğer (%22), kolorektal (%12) ve prostat (%11); kadınlarda ise meme (%26), kolorektal (%14) ve midedir (%7). Erkeklerde akciğer kanseri (%29); kadınlarda ise meme kanseri (%17) ölüm sebepleri arasında 1. sıradadır.
Parkin, 2000 yılı için 10 milyon yeni kanser vakası, 6 milyon kanserden ölüm ve 22 milyon kanserli hasta hesaplamıştır. En sık görülen kanserler akciğer (1.2 milyon), meme (1.05 milyon), kolorektal (945,000), mide (876,000) ve karaciğerdir (564,000). Meme ve prostat kanserinin tüm dünyadaki insidans hızı artarken, mideninki düşmüştür. Akciğer, kolorektal ve servikal kanserlerde ise değişik bölgelerde değişik trend seyri söz konusudur.
CANCER
Cancer is one of the most important health problems of today. It is a public health problem due to its frequent occurrence and high lethality. With the development of diagnostic facilities and increasing opportunities to benefit from health institutions, more cancer cases are diagnosed every year. In addition, controlling infectious diseases; With the introduction of effective treatment methods against other diseases and the increase in the standard of living, the average life expectancy has increased, and therefore the elderly population has increased; The increase in the level of knowledge of the society and the fact that more patients consult a physician due to developments in cancer treatment and the increase in exposure to environmental carcinogens with developing technology are the factors that increase the frequency of cancer.
Cancer, which ranked 4th among deaths with known causes in our country in the 1970s, has risen to 2nd place after cardiovascular system diseases in recent years. Although cancer’s place among the causes of death is known, there is no reliable information about the incidence of the disease. Although cancer is a disease that is “notifiable” to the Ministry of Health, the actual incidence of cancer is unknown in our country. Cancer statistics in developing countries are important in terms of economical use of limited resources and planning cancer control strategies. In addition, cancer statistics are used to determine the risk factors that lead to cancer and to prevent the development of cancer in the future by revealing the distribution of certain cancer types, sociodemographic characteristics of individuals with the disease (such as age, gender, ethnic group, religion, profession), differences between regions and changes over time.
In order for the Cancer Control Program to be implemented in our country, the prevalence of cancer, the number of patients with cancer and the most common types of cancer must be known. For this reason, in this study, the death statistics in provincial and district centers in 1996-1998 published by the State Institute of Statistics (SIS) were analyzed to estimate the cancer incidence in Turkey and to compare it with previously published studies covering the years 1965-1995 and to analyze the trend of cancer in our country. It is intended to be. Thus, until population-based cancer registry systems are established, current cancer morbidity and mortality data and its course over the last 35 years will shed light on the planning of future cancer research projects and cancer fight strategies.
Cancer epidemiology has revealed that the incidence of all cancers varies from person to person, from society to society, and over time, and that this variation is associated with environmental, individual genetic factors, and social habits. Epidemiological observations are used to detect new risk factors that lead to cancer and to test the validity of hypotheses regarding the cause of cancer if a decrease in the incidence of cancer is observed after the suspected factors are eliminated.
With the introduction of effective treatment methods against other diseases and the increase in the average life expectancy due to the increase in the standard of living and the increase in exposure to environmental carcinogens with developing technology, control against cancer, which is an increasingly common health problem and brings an economic burden in the use of limited resources with its expensive treatment. In order to develop strategies, descriptive statistics are needed to reveal the extent of the disease.
Cancer Statistics in the World
The desire to count and collect data on cancer patients in the world started with a study conducted by the general population census administration in London in 1728 and has continued with various studies in various countries since then.
Community-based cancer registry systems started collecting data in Denmark in 1943, in Hungary in 1952, and in Finland and Germany in 1953.
Following the standardization studies carried out by the World Health Organization and the adoption of the coding system in various countries following the 6th Edition of ICD (International Classification of Diseases) published in 1948, 266 community-based cancer registry systems were formed in 52 countries as of 1992. Studies in these countries are regularly summarized in the World Health Organization publication titled “Cancer Incidence in Five Continents”. Most recently, data from 150 population-based cancer registry systems from 50 countries were published in 1997.
Parkin et al estimated that there were 8.1 million new cancer patients (excluding non-melanoma skin cancers) in the world in 1990. Lung cancer, the most common cancer, accounts for 18% of cancers in men worldwide and 21% of cancers in men in developed countries, while stomach cancer comes in second, accounting for approximately 10% of all new cases, and third in women, with 21%. Breast cancer is the most common cancer. These are colorectal cancer and prostate cancer in developed countries,